24 Ağustos 2009 Pazartesi

1-2 Ağustos, Balkaya, Sergen ve Bir Köy Daha

01.08.2009 Cumartesi sabahı saat 10:00'da İstanbul'dan yola çıkıldı. Emrah Çoraman'ın (29) kontrolünde olan 2008 model Peugeot Partner Adventure aracının içinde bulunan Oğuz Karaçuka (30), Yaman Özakın (29) ve Merve çevik (22) ilk molalarını Vize ilçesinde verdikten sonra planlanan 8 mağara girişi için yola koyuldular. Amaç yaz mevsiminin gelişi ile mağaralarda bulunan yarasaların sayısının değişimini ve türlerin dağılımını incelemekti.İlk girilen mağara olan Bağlar mağarasına girer girmez serin havası ile rahatlarken, ağıza buruna kaçan binlerce küçük sinekten de bir o kadar da rahatsız olduk. Çoroş kelebek avcılığında da kullanılan olta ucu ağ ilkel aleti ile bizleri görünce neşe içinde uçuşmaya başlayan yarasaları tutup cinslerini bir bilim adamı edasıyla mırıldanıyor, bizler ise hayran hayran onu izliyorduk.

İkinci mağara girişi Bağlar mağarasının yakınında bulunan Ocak mağarasına yapıldı. Üçüncü ve dördüncü mağaranın yakınına araç ile gidildi, GPS yardımı ile ormanın içinden yürüyerek devam edildi ancak daha sonra GPS aletinin kendini şaşırmasına şahit olduk. Hatta sonraki mağaraları GPS'in git dediği yönün tersine giderek bulduk bile denilebilir. İlk gün için 4 mağara yeterli olduğundan, Balkaya köyünün kahvesine çay içmeye ve akşama Yenesu mağarası yakınındaki piknik alanında kamp yapacağımızı haber vermeye gittik. Kahvede Hayati Abi ile konuştuktan sonra, akşam üstü köyün muhtarıyla yoğun bir sohbete daldık. Mağaralara neden zarar verilmemesi gerektiği konusunda uzun uzun konuştuk. Bizi oldukça zorlasa da sonunda az da olsa ikna oldu sanırsak. Daha sonra kahvedeki diğer amcaların da katılımıyla köylünün ve ormanın sorunlarını dinledik. Köylülerin projeyle ilgili kaygıları bir kere daha dinlendi ve kendilerine bildiğimiz kadarıyla tekrar bilgi verdik. Saat dokuz gibi kamp yerimize doğru hareket ettik. Cumartesi akşamı olduğu için kamp yerimizde yanlız değildik. Tedirgin bir uykudan sonra sabah on gibi kalktık.

Pazar sabahı 10:00 gibi toparlanıp kamp alanından ayrıldık. Domuzderesi (ya da Kurudere) mağarasını bulmak yaklaşık üç saatimizi aldı. Önce Emrah'la Çuka arabayı bırakıp yürüyerek (ama yoldan!) mağarayı buldular. yaklaşık bi buçuk saat sonra dönüp Merve'yle Yaman'ı da aldılar. Ama nedense mağarayı bulmak için bu sefer de bir buçuk saat uğraştık. Çamurlu olması dışında oldukça çekici bir mağara idi. Fazla yarasa olmadığından işimizi çabucak tamamlayıp dışarı çıktık. Çok vakit ve enerji kaybettiğimiz için bugünlük bir mağaraya daha girip tamamlamaya karar verdik. Doğru bir karar olduğunu Uzuntarla'yı bulamazken anladık. Geçen gelişimize kıyasla daha az yarasa vardı. Çıkışta da engerek falan görmedik. 16:00 civarı trafiğe kalmamak için dönüş yoluna çıktık, 18:30 gibi İstanbul'daydık.
Merve & Yaman


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder