29 Kasım 2010 Pazartesi

Yarasalar İz Tv'de - Tersine Dünya

Pınar mağara canlıları üzerine bir şeyler anlatırken ve herkes eğilirken.

Proje kapsamında yaptığımız çalışmalar Çarşamba akşamı (1 Aralık 2010) saat 21:20'de İz Tv'de yayınlanan "Anadolu'nun Kanatları"  kuşağında "Tersine Dünya" adlı bölümde yer alacak.

Bölümün fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.


Kaçırırsanız diğer yayın saatleri :
01.12.2010 - 21:20
04.12.2010 - 22:45
05.12.2010 - 13:25
15.12.2010 - 21:20
18.12.2010 - 09:40
19.12.2010 - 19:05


Baş rollerde uzun kulaklı yarasa var.

6 Kasım 2010 Cumartesi

Kırklareli Projesi Sonuç Raporu

2009 - 2010 yılları arasında katılarak Yıldız Dağları Biyosfer Projesi kapsamında yürütmüş olduğumuz Yıldız Dağlarındaki Mağaralar ve Faunaları sonuç raporu nihayet Türkçe ve İnglizce olarak yayınlandı.

YILDIZ DAĞLARINDAKİ MAĞARALAR VE FAUNALARI - Türkçe - İnglizce

"Özetle: Yıldız Dağları’nda bulunan 26 mağara biyospeleolojik, arkeolojik ve jeomorfolojik unsurlar göz önünde bulundurularak araştırılmıştır. Çalışmalar kapsamında 13 mağaranın haritası çizilmiş ve dört mağarada (Tirfez, Kuru, Pestilin ve Ceneviz) arkeolojik bulgular tespit edilmiştir. Öte yandan Yenesu, Kurudere (Domuzdere), Ceneviz ve Kız mağaralarının jeomorfolojik oluşumlar açısından dikkat çekici olduğu belirlenmiştir.
Biyospeleolojik çalışmalarda 50’den fazla hayvan türünün mağaralarda yaşadığı tespit edilmiştir. Omurgasızlar, tanımlanan 40 tür ile en fazla çeşitliliğin görüldüğü grup olmuştur. Ayrıca çalışmalarda ikisi örümcek biri de yalancı akrep olmak üzere üç muhtemel yeni tür keşfedilmiştir. Araştırılan mağaralarda toplam dokuz türden 42,000 yarasanın yaşadığı tespit edilmiştir. Bölgedeki mağaraların çoğunun yarasalar tarafından hem kışlamak hem de yavrulamak için kullanıldığı gözlemlenmiştir. Yaz aylarında turizme açık olan Dupnisa Mağarası’nın barındırdığı geniş yarasa popülâsyonu nedeniyle Yıldız Dağları ve Balkanlar’ın en önemli mağara habitatlarından biri olduğu belirlenmiştir. Bunun dışında Çatalyol, Bağlar, Domuzdere ve Kıyıköy mağaraları da Yıldız Dağları’ndaki önemli yer altı ekosistemleri arasında yer almaktadır.
Definecilik, taş ocağı işletmeleri ve mağara turizmi, Yıldız Dağları’ndaki mağara sistemlerine yönelik tehditlerin başında gelmektedir. Koruma gereksinimleri değerlendirmesi sonucunda bölgedeki dokuz mağara; Bağlar, Ceneviz, Domuzdere, Dupnisa*, Kovantaşı*, Kuru*, Kız*, Ocak ve Yenesu, yüksek koruma önceliği taşıyan ve acil önlem alınması gereken mağaralardır. Bu 9 mağaranın 2873 no’lu Milli Parklar Yasası gereği Tabiatı Koruma Alanı, 8 mağaranın ise (Bostanlıktarla*, Çatalyol*, Kale III, Kıyıköy*, Mermer*, Pestilin, Tirfez*, Uzuntarla) Tabiat Anıtı olarak tescillenmesi önerilmektedir. Asterisk ile belirtilen 9 mağara, Yıldız Dağları Biyosferi içinde yer almaktadır."

6 Ekim 2010 Çarşamba

Eve dönüş

Durum itibarı ile eve dönmüş bulunuyoruz! Blogu güncelleyemediğimiz günlerde olanlar ise kısaca şöyle. Önce ani bir karar değişikliği ile Sarıkamış Ormanı yerine rotamızı Niğde'ye doğru çeviriyoruz. Hedefimizde iki mağara var. Bunun yanı sıra Niğde Üniversitesi'ndeki Prof. Dr. Ahmet Karataş ile buluşup koruma projemizin gelecek hedefleri üzerine de konuşacağız. Diğer bir konu da Türkiye yarasalarının genetik çeşitliliğiyle alakalı yürüttüğümüz ortak çalışma.

Tuzluca tuz madenin panaromik girişi (ancak eve gelince hazırlanabildi)



Üniversiteye gitmeden önce mağara ziyaretimizi yapıyoruz. Çok kalabalık bir yarasa kolonisi bizi karşılıyor. Daha sonrasında ise laboratuvar çalışmalarına başlıyoruz. Ertesi gün akşam üstüne kadar süren çalışmalar ve konuşmalardan sonra Nevşehir'e doğru yola çıkıyoruz. Mağara Kızılırmak kıyısında ve yakınındaki çakıllar beni biraz şaşırtıyor. Daha önce de ziyaret ettiğimiz mağara girişindeki baraj çalışması bizi baya şaşırtıyor. Mağara ise binlerce yarasa ile dolu. Hatta bir galeride o kadar çoklar ki Emek su akıyor zannediyor. Umarız Havran gibi bir olay daha yaşamayız. Koruma çalışmalarında bir araya gelip yapmamız gereken çok iş olduğunu anlıyoruz. Bunlar sadece bizim denk geldiğimiz örnekler. Kim bilir buna benzer kaç alan daha henüz fark edilmeden yok olup gidiyor!..

Nevşehir'deki önemli bir yuvanın yanıbaşındaki baraj inşaatı moral bozucu!
Niğde Üniversitesi laboratuvarından birkaç öğrenci çalışması.

Bu gezi güncesine de Nevşehir'deki mağaradan kısa bir görüntüyle son veriyoruz.Yakında tekrar görüşmek dileğiyle!
 
Yarasa bildirimlerinizi yapmayı unutmayın: www.yarasalar.org
 
 

29 Eylül 2010 Çarşamba

Kuş Halkalama İstasyonunda Yarasa Yakalamaca

Erzurum'dan sonra sabah Kars'a uğrayıp KuzeyDoğa Derneği'nden Sibel'i alıyoruz. Hedefimizde Ani Harebeleri var. İzin ayarlamalarından sonra görevlinin oğlu Tolga bizi Selçuklu Sarayı'na götürüyor. Karanlık alt katlarda yarasalar olduğu söyleniyor. Gerçekten de orta çaplı bir koloni ile karşılaşıyoruz. Bol miktarda farekulaklı ve Schreiber yarasası ile bir tane de nalburunlu. Birkaçını yakalayıp ölçüyoruz. Ardından da Ani'de turistik bir gezi yapıyoruz ve KuzeyDoğa'nın Kuyucuk Gölü'ndenki kuş halkalama istasyonuna gidiyoruz. Derneğin bilim koordinatörü Emrah Çoban bölgede sağlık taraması yapan doktorlara bir sunum yapıyor. Türkiye'nin 13 Ramsar alanından biri olan ve kuşların göç yolları üzerindeki önemli uğrak noktalarından biri olan Kuyucuk Gölü'nün kenarında kamp atıyoruz.

Gündüz kuş, gece yarasa yakalamaca.

Ani'de turist olmaca.
Tuz madeninde yarasa olmaca.
Kamyonla madene girmece.
Örümcekle göz göze gelmece.
Biz çalışırken Emek kartpostal fotoğrafı çekmece.

Ertesi sabah planlarda ufak bir değişiklik yapıp KuzeyDoğa'nın diğer halkalama istasyonu Aras'a doğru yola çıkıyoruz. Yolda Tuzluca'ya uğrayıp tuz madenini ziyaret ediyoruz. Yine kalabalık bir farekulaklı ve Schreiber kolonisiyle karşılaşıyoruz. Şimdi de Aras kıyısında ağlarımızı germiş yarasa bekliyoruz. Bir tane küçük farekulaklı yakaladık ama türünden tam emin değiliz. Yarın hedef Sarıkamış Ormanları... Şansımız varsa memleketeki en büyük (ayı) ve en küçük (yarasa) karasal memelileri bir arada görebilmek için iyi bir fırsat olabileceğini düşünüyoruz.

Not: KuzeyDoğa'nın internet sitesini ve bloglarını ziyaret etmeniz şiddetle tavsiye edilir. Yaptıkları buraya yazmakla bitmez!


27 Eylül 2010 Pazartesi

Ordu, Gümüşhane

Kastamonu’ndan sonraki ikinci durağımız Ordu. 2009 yılında da ziyaret ettiğimiz ilk mağara bir önceki döneme göre oldukça tenha. Birçok yarasa türü mevsimsel göçler yapıyorlar ve anlaşılan bu mağara da yarasaların yaz başında yavrulamak için geldikleri bir yuva. Binlerce yavrusunu taşıyan örümcek ise günün süprizi.
 
Bir kırığa doluşmuş büyük farekulaklı yarasalar.
Günün ikinci mağarasına yola çıktığımızda hava kararmaya başlamıştı. Geçtiğimiz yıl mağaraya giren BÜMAK’lılar mağarada dar bir geçişten sonra bolca yarasa gözlemlemişlerdi. Biz de gece mağaranın girişine arp ağını kurarak mağaradaki türleri belirlemeyi planlamıştık ama köye varmamız gecikince plan biraz zora girmişti. Ancak şansımız yaver gidince bizi gecenin karanlığında sık orman içinde mağaraya götürecek, daha sonra evinde akşam yemeğine davet edecek, ondan sonra da köyün aşağısındaki dere kenarındaki muhteşem kamp alanına yerleştirecek olan Abdullah Abi’yle tanışmamız sadece 5 dakika sürmüştü. Bu mağarada da sadece birkaç yarasa vardı. Sabah kalkınca dere kenarındaki eski değirmeni de kontrol ettik ama burada da yarasalara rastlayamadık. Muhtemelen bölge henüz keşfedilmemiş bir kışlama mağarası bulunmakta…
 
Yavrulu örümcek.
Yavruların yakından görüntüsü.
Ertesi sabah Gümüşhane’ye doğru yola çıkıyoruz. Yine daha önceden ziyaret ettiğimiz bir mağara. Yerini kolaylıkla buluyoruz ancak mağaraya aşırı büyümüş böğürtlenler ötürü giremiyoruz. Sonra kenardan dar bir geçiş buluyoruz. Burada da daha önce gördüğümüz koloni yok. Muhtardan mağaranın MTA tarafından tescil edildiğini öğreniyoruz. Haber sevindirici çünkü mağaranın bulunduğu dağ taş ocaklarının tehdidi altında. Akşam Erzurum’dayız yarın Kars.

Kübra mağaranın hemen girişindeki evde yaşıyor. 


Katil böğürtlen!

Emek ve İso bir daraldan çıkarken.

Yakında bir sevgi kelebeği olacak...


25 Eylül 2010 Cumartesi

Uzun Bir Aradan Sonra Tekrar

Siteyi uzun zaman güncellemediğimize bakıp bir şeyler yapmadığımızı düşünmeyin. Son projeye başladığımızdan beri koşuşturmaca çok artıp bir de araziden her gün güncelleme alışkanlığını da bir defa kaçırınca durum böyle oldu. Şu anda Safranbolu yakınlarında bir dere kenarındayız 3G sağ olsun internetimiz var. Günün detaylarına geçmeden önce son ayların özeti.

İlk gecemizi aydınlatan uydumuz. Yeni objetif aldım da!
Conservation Leadership Projesi kapsamında proje yönetimi eğitimi için Emrah Kanada'ya gitti. Sonrasında yaz arazileri kapsamında Akdeniz bölgesine ilk gezi düzenlendi (Pınar, İso, Emek ve Emrah). Ardından geçen seneki proje sonuçlarını sunmak için Prag'daki 15. Yarasa Araştırma Konferansına katıldık (Emek ve Emrah). Akabinde de Emrah Flora Fauna International (destekçilerimizden biri) ve Bat Conservation Trust'ta birer sunum yapmak için İngiltere'ye gitti, geldi. Gelirken de yanında bir de yarasa dedektör seti getirdi. Bu seti hediye eden Bat Conservation Trust ve iBats projesine minnettarız.
İşte arp ağı böyle görünüyor.
Emek yarasa dedektörüyle yarasaları dinlerken.
Yarasaları beklerken bir yandan da ses kayıtlarını analiz etmece.
Şu an ise İso, Emrah ve Emek'ten oluşan ekip bir dere kenarında arp (harp trap) ve sis (mistnet) ağlarını açmış yarasaların gelmesini bekliyoruz. Bir yandan da bu gece kaydettiğimiz yarasa seslerini bilgisayarda analiz ederek hangi türler olduklarını belirlemeye çalışıyoruz. Ama henüz öğrenme aşamasında olduğumuzdan bayağı eğlenceli oluyor. Yolda gelirken bir köprü altında bulduğumuz yalnız Schreiber de bu gezinin ilk yarasası olma ünvanını kazandı. 

Mağarayı araken karşımıza çıkan manzalar.
Arp ağımıza yakalanan ilk yarasa; Myotis capaccinii

Üstteki yazıyı yayınlayamadan bilgisayarın şarjının bitmesi yazıyı bugüne sarkıttı. Bugünün çoğunu Obruk ekibinden gelen ihbarı aramakla geçirdik. Bir kanyon içinde bulunan mağarayı bulmamız ikinci denemede sonuçlandı. Arama vakit kaybetmemize neden olsa da çok güzel manzaralarla karşılaştık. Mağarada ise sadece dört tane büyük nalburunlu yarasa vardı. Ama guanonun olması burasının yaz mevsiminin başında kullanıldığını gösteriyor. Şimdi Kastamonu'ndayız, yarınki hedef Ordu.

Arazi çalışmamızın ilk yarasası.

27 Mayıs 2010 Perşembe

Yeni Proje Yeni Site

Merhabalar,

Yeni bir proje için yeni bir site daha açtık.

Projedeki amacımız yarasalar için önemli olan mağaraları belirlemek ve bu alanların koruma altına alınması için girişimde bulunmak. Önemli yarasa mağaralarının belirlenmesi için şu formu doldurarak çalışmaya siz de katkıda bulunabilirsiniz.

Arazi çalışmalarının yayına buradan da devam edeceğiz.

Görüşmek üzere.

6 Mayıs 2010 Perşembe

CNN Türk Her Yerde Bir Haber var - Yarasalar

Güven İslamoğlu'nun sunup yönettiği Her Yerde bir Haber Var isimli programın çekimleri için Kırklareli'ye gittik. Emrah, Havva ve Mehmet'den oluşan ekip ile Kıyıköy ve Horataşı Mağaralarına giderek çekim ekibine yarasaları ve mağaraları tanıttık. Derneğimiz ve mağaracılık hakkında bilgi verdik. Yarım saatlik programı aşağıda izleyebilirsiniz:

BUMAD - Her Yerde Bir Haber Var from Mehmet Emre Döker on Vimeo.

25-27 Aralık 2009 Kızılin Mağarası

25-27 Aralık 2009 tarihinde Burdur’da bulunan Kızılin Mağarası’na gezi düzenlendi. Daha önce Burdur Müzesi ile yapılan çalışmalarda çıkarılan buluntulara ek olarak Antropologların değerlendirebilmesi için kemik parçaları ve bazı toprak eşyalar daha çıkarıldı. Bu arada bir grup fotoğraf çekerken, bir başka grup da Mayıs ayında bırakılan son ölçüm noktasından sonra iki alt kola döşeme yaparak indi ve ölçüme devam etti.

Katılanlar: Aslı Döker, Arkadaş Özakın, Başak Akçakaya, Begütay Temurhan, Bülent Genç, Emrah Çoraman, Gülfer Duran, Havva Yıldırım Çoltu, Kürşad Erson, Levent Gökkuş, Emre Öztürk, Mehmet Emre Döker, Melis Oktay, Metin Albükrek, Murat Buğu, Murat Yüksel, Mustafa Emre Ertem, Ozan Küçükbağış, Suat İshak, Süha Yararbaş.



Mayıs 2009'da Burdur Müzesi ile ortak yapılan çalışmadan derlenen videoyu aşağıda izleyebilirsiniz:



Kizilin Magarasi from Mehmet Emre Döker on Vimeo.

27-28 Kasım 2009 Cirbin Ali - Aksu Mağaraları

Kurban Bayramı tatilini değerlendirmek üzere 27 Kasım 2009 tarihinde İzmit'te bulunan Cirbin Ali Mağarası'na, 28 Kasım 2009 tarihinde de Düzce'de bulunan Aksu Mağarası'na gidildi.

Katılanlar: Başak Akçakaya, Burçak Akçakaya, Emrah Çoraman, Havva Yıldırım Çoltu, Melis Oktay, Murat Yüksel, Sencer Çoltu, Serhat Köz (Cirbin Ali Mağarası) – Atilla Evrim Gücün, Başak Akçakaya, Burçak Akçakaya, Deniz Martin, Erdi Canbay, Havva Yıldırım Çoltu, İsmail Onur Gürses, Murat Buğu, Murat Yüksel, Nurkan, Pelin Kurt, Ozan Küçükbağış, Özgün Sarısoy, Sencer Çoltu, Serhat Köz (Aksu Mağarası)

24-25 Ekim 2009 Dupnisa - Yenesu Gezisi

24-25 Ekim 2009 tarihinde, BÜMAK ve İTÜMAK birlikte Dupnisa ve Yenesu mağara gezilerine katıldık. Eski-yeni pek çok üyenin katıldığı geziler oldukça kalabalık ve keyifli geçti.

Katılanlar: Bir dünya adam :)

13-14 Kasım 2009 Doğa Sporları ve Bilim Sempozyumu

Bu sene 13-14 Kasım 2009 tarihlerinde beşincisi gerçekleştirilen olan Doğa Sporları ve Bilim Sempozyumuna, Kırklareli Projesi boyunca bizden yardımlarını esirgemeyen Kadir Boğaç Kunt'un hazırlayıp sunduğu "Speleoloji ve Mağaracılık" isimli bildiri ile katıldık. 14 Kasım Cumartesi günü saat 14:00'deki sunumumuz ardından,

- genel olarak outdoor spor yapan insanlar mağaracılığın daha çok farkına varıldığı,
- mağara kazalarında kurtarmanın, diğer spor dallarına göre daha farklı olduğunun ayrımına varıldığı,

localarda ise,
- mağaracılık derneklerinin birleşerek dağcılıktan farklı bir federasyon yapısı içinde birleşmesinin ne kadar önemli bir sivil toplum hareketi olduğu konuşuldu.